1 Ocak 2012 Pazar

Strateji oyunları ve girişimcilik

Strateji oyunları ve girişimcilik

Uzun zamandır Pes/FIFA dışında oyun oynamıyorum. Ama eskiden en sevdiğim oyunlar strateji oyunlarıydı. Uzun günler ve geceler gömülürdüm. İnceliklerini öğrenirdim. Hangi binayı önce dikeceğimi tespit ederdim. Önce savaşçı sayısını mı yükseltsem, yoksa level mi atlasam falan. Zannedersem onun yerini girişimcilik ile doldurdum. Aralarında ilginç benzerlikler buluyorum.

1. Başlangıç
Bir oyunu ilk öğrenirken ne yapacağınızı bilemezsiniz. Sıkıcı bir süreçtir. Oyunun sistemini bile kavramamışsınızdır. Girişimciliğin ilk başı buna benzer. Öğrenciliktir aslında. Tüm alanlarda yürütülecek paralel işler vardır. Kritik bir kaç unsur vardır.
Age of Empires'den örnek: Başlangıçtaki azıcık para ile savaşçı basarsınız. İşçi basmaya para kalmaz. Medeniyetiniz büyüyemez. İşin kötüsü henüz neden yenildiğinizi bile bilmemektesinizdir. Göstergeleri okumayı bile bilmezsiniz. O kadar zamanda o medeniyet o durumda mı olmalıydı bu bile meçhuldur.
Girişimcilikten örnek : Başlangıçtaki azıcık para ile ofis tutarsınız. Uzayan geliştirme süresini geçirecek para kalmaz. Prototip çıkmadan gümlersiniz. Neden gümlediğiniz konusunda ise teknik ortak satamadığı için sosyal ortağı suçlar. Sosyal ortak da satacak bir şey çıkaramadığı için teknik ortağı. Halbuki sorun ikisi de değildir.
Ama temel mekanizmalar, yapılacak işler, atlanılmaması gereken paralel çalışmalar öğrenilince zevki çıkmaya başlar. Nihayet mücadele edebilmektesinizdir. Yenilseniz bile eksikliğin nerede olduğunu bulmak kolaylaşmıştır.
Age of Empires'den örnek: Henüz kale yapacak çağa çok olmasına rağmen taş toplamışsınızdır. Daha erken safhada lazım olan odun için ise az işçi ayrılmıştır. Bunu yenilince anlarsınız.
Girişimcilikten örnek : Geliştirme ekibiniz aynı zamanda editörlüğe, teste ve güvenliğe de bakmaktadır. Bu sebeple beklenen geliştirmeler çok uzamaktadır. Bunu anlarsınız ve ürün hedefini küçültürsünüz veya başka çözümler düşünürsünüz. En azından teşhisi koymuş olursunuz.
Girişimciliğin artısı: Hiç bir zaman oyunun tüm mekanizmasını ezbere yürütecek kadar ustalaşamazsınız. Strateji oyunları salt tecrübedir. Girişimcilikte ise tarif edilen veya edilemeyen bir çok faktör vardır. Yeni bir oyuncu az bir tecrübe ile ustalardan daha iyi bir sonuç alabilir.

2. Kız arkadaşı ihmal
Strateji oyunlarına gömüldüğüm zamanlar herkesi ihmal ederim. Ama arkadaşlarımda benim gibiydi sallamazlardı :) Aile desen zaten cefakar, ne yapsak anlayış gösteriyor. Sevgili öyle mi? 1 haftadır ulaşılamıyor, nerde olduğun da belli değil. Gel de mantıklı bir hesap ver.
Age of Empires'den örnek: O zamanlar adsl yok. Kaç haftadır planladığımız bir organizasyon var. Herkes PC'leri getirecek, local networkde 10-15 kişi toplanıp turnuva yapacağız. Kız arkadaşıma yeri söylesem gelecek. Uslu uslu da oturmayacak. Devamlı ilgilenmek lazım. O yüzden yer gizli. (Odunluğ bak:) Keşke o zamanlarki kadar rahat olabilsem)

Girişimcilikten örnek : Aklımda söyleyecek en ufak bir aşk sözcüğü yok. Yıllardır bir şeyi başarmaya çalışıyorum. Seviyorum ve saygı duyuyorum. Samimiyetsiz iltifatlar etsem anlayacak kadar da zeki. Ama aşk gündemim değil. Hangi kadın dayanabilir?.. Her tartışmada şu da olsun düzeleceğim falan diyorum. Ama o da olsa başka bir safha başlıyor . Olmasa zaten sil baştan.

1 Ocak 2012 Pazar

Strateji oyunları ve girişimcilik

Strateji oyunları ve girişimcilik

Uzun zamandır Pes/FIFA dışında oyun oynamıyorum. Ama eskiden en sevdiğim oyunlar strateji oyunlarıydı. Uzun günler ve geceler gömülürdüm. İnceliklerini öğrenirdim. Hangi binayı önce dikeceğimi tespit ederdim. Önce savaşçı sayısını mı yükseltsem, yoksa level mi atlasam falan. Zannedersem onun yerini girişimcilik ile doldurdum. Aralarında ilginç benzerlikler buluyorum.

1. Başlangıç
Bir oyunu ilk öğrenirken ne yapacağınızı bilemezsiniz. Sıkıcı bir süreçtir. Oyunun sistemini bile kavramamışsınızdır. Girişimciliğin ilk başı buna benzer. Öğrenciliktir aslında. Tüm alanlarda yürütülecek paralel işler vardır. Kritik bir kaç unsur vardır.
Age of Empires'den örnek: Başlangıçtaki azıcık para ile savaşçı basarsınız. İşçi basmaya para kalmaz. Medeniyetiniz büyüyemez. İşin kötüsü henüz neden yenildiğinizi bile bilmemektesinizdir. Göstergeleri okumayı bile bilmezsiniz. O kadar zamanda o medeniyet o durumda mı olmalıydı bu bile meçhuldur.
Girişimcilikten örnek : Başlangıçtaki azıcık para ile ofis tutarsınız. Uzayan geliştirme süresini geçirecek para kalmaz. Prototip çıkmadan gümlersiniz. Neden gümlediğiniz konusunda ise teknik ortak satamadığı için sosyal ortağı suçlar. Sosyal ortak da satacak bir şey çıkaramadığı için teknik ortağı. Halbuki sorun ikisi de değildir.
Ama temel mekanizmalar, yapılacak işler, atlanılmaması gereken paralel çalışmalar öğrenilince zevki çıkmaya başlar. Nihayet mücadele edebilmektesinizdir. Yenilseniz bile eksikliğin nerede olduğunu bulmak kolaylaşmıştır.
Age of Empires'den örnek: Henüz kale yapacak çağa çok olmasına rağmen taş toplamışsınızdır. Daha erken safhada lazım olan odun için ise az işçi ayrılmıştır. Bunu yenilince anlarsınız.
Girişimcilikten örnek : Geliştirme ekibiniz aynı zamanda editörlüğe, teste ve güvenliğe de bakmaktadır. Bu sebeple beklenen geliştirmeler çok uzamaktadır. Bunu anlarsınız ve ürün hedefini küçültürsünüz veya başka çözümler düşünürsünüz. En azından teşhisi koymuş olursunuz.
Girişimciliğin artısı: Hiç bir zaman oyunun tüm mekanizmasını ezbere yürütecek kadar ustalaşamazsınız. Strateji oyunları salt tecrübedir. Girişimcilikte ise tarif edilen veya edilemeyen bir çok faktör vardır. Yeni bir oyuncu az bir tecrübe ile ustalardan daha iyi bir sonuç alabilir.

2. Kız arkadaşı ihmal
Strateji oyunlarına gömüldüğüm zamanlar herkesi ihmal ederim. Ama arkadaşlarımda benim gibiydi sallamazlardı :) Aile desen zaten cefakar, ne yapsak anlayış gösteriyor. Sevgili öyle mi? 1 haftadır ulaşılamıyor, nerde olduğun da belli değil. Gel de mantıklı bir hesap ver.
Age of Empires'den örnek: O zamanlar adsl yok. Kaç haftadır planladığımız bir organizasyon var. Herkes PC'leri getirecek, local networkde 10-15 kişi toplanıp turnuva yapacağız. Kız arkadaşıma yeri söylesem gelecek. Uslu uslu da oturmayacak. Devamlı ilgilenmek lazım. O yüzden yer gizli. (Odunluğ bak:) Keşke o zamanlarki kadar rahat olabilsem)

Girişimcilikten örnek : Aklımda söyleyecek en ufak bir aşk sözcüğü yok. Yıllardır bir şeyi başarmaya çalışıyorum. Seviyorum ve saygı duyuyorum. Samimiyetsiz iltifatlar etsem anlayacak kadar da zeki. Ama aşk gündemim değil. Hangi kadın dayanabilir?.. Her tartışmada şu da olsun düzeleceğim falan diyorum. Ama o da olsa başka bir safha başlıyor . Olmasa zaten sil baştan.