22 Temmuz 2012 Pazar

Yazılım geliştiriciliği tatmini: keşif mi sonuç mu ?


Tez konusu olarak ismimiz şu olabilirdi;
Yazılım geliştiriciliğinden alınan tatminin, sonuç ısrarı ve keşif merakı eksenlerinde kıyaslanması

Her yazılımcı gibi ben de en büyük zevki yeni şeyler öğrenirken ve daha önce çözmediğim bir problemi çözerken alıyorum. Bir ürün geliştireceksem en zevkli zamanları çözüme başladığımız zamanlar. Buna keşif zevki ismini verelim.

Oysa yapacağımız işin küçük bir kısmı keşif zevki vermekte. (Tabi burada gerçek geliştiricilerden bahsediyoruz. SAP,Oracle vb. sertifikacılardan değil. Küçümsediğimden söylemiyorum. Hep benden fazla kazandılar. Sadece, tatmin mekanizmamız farklı.)  Uzmanlığınız arttıkça keşif zevki oranı da düşer. Erken yaşlarda, yeni bir dil öğrenirken neredeyse orgazm olursunuz. 20 tane dil öğrenince artık 21. si çok da anlamlı değildir. İşimiz; işe yarayan, insanların kolay kullanacağı bir ürün ortaya çıkarmak.

Merak ederim; Mimar Sinan bir eser yaparken neler hissederdi? Bir camiye başlayacağı zaman çok heyecanlı olduğu kesin. Coğrafi alan, hava akımı, temel yerleşim, yeni teknikler vb. Peki işin iskeleti bittikten, sonra iş klasik ayrıntılara geldiğinde motivasyonunu nasıl koruyordu. Belki de sonuca olan inanç, keşfe olan meraktan daha kutsaldır.

Başarılı ticari ürünler ortaya çıkarmak için başka motivasyon kaynaklarına ihtiyacımız var. Bir ürünün başarılı olması için ısrarla kullanıcı deneyimine ve ayrıntılara odaklanmalısınız. İnterneti yaygınlaştırmak interneti icat etmekten daha zordur. Bıkmadan usanmadan binlerce detayla uğraşmalısınız. Test, kullanıcı davranışı takibi, performans, görsel tasarım, güvenlik, sürdürülebilirlik vb. bir çok konu. Örneğin 5 yıl boyunca geliştirdiğim ERP projemi durdurduğumda yapılacak işler listesinde hala 1600 madde vardı. Temel motivasyon kaynağı; sonuç alınmış bir ürün yaratma amacı olmalı. Temel işi çok ustaca halletmiş, fakat yazılım ürünü çöplüğünde yerini almış bir çok ürün biliyorum. Ben de çok yaptım. Bunun temel sebebi iyi geliştiricilerin çok azının ısrarcı ve inatçı olması.

Daha vasat bir geliştirici - daha kuvvetli bir sonuç insanı olsaydım iş hayatı açısından daha ileri aşamalarda olabilirdim. Kendimi bu konuda geliştirmeye gayret ediyorum.

Eğer bir bilim adamı değilseniz keşif zevki motivasyonundan biraz azalıp sonuç ısrarı motivasyonuna kaydırmalısınız.

Bu teori gönül ilişkilerimize de uyarlanabilir bir şeyse eğer, bazılarımızın! son zamanlardaki yalnızlığı da açıklanmış olur.

21 Temmuz 2012 Cumartesi

Arakan diye bir yer var

Taze taze yazmak iyi olacak

Tarih 22 Temmuz 2012. Son 22 saattir TT olan bir hashtag var: "ARAKANdiyeBiryerVar" .

Arakan'daki zulme dikkat çekmek farkındalık yaratılmak istenen bir sosyal medya kampanyası. Buraya kadar herşey normal.  Yalnız ortada şöyle bir abuk durum var. Arakan'daki olaylar ile alakası olmayan fotoğraflar ve videolar kullanılıyor. Dünyanın çeşitli yerlerindeki insanlık suçları, Nijerya'da insan yakma görüntüleri, Amerikan askerlerinin Irak'ta yaptıkları, Photoshop bebek kızartma görüntüleri, Congo tanker faciası, Tibet'te deprem sonrası ceset imha görüntüleri vb.

Arakan katliamı fotoları oldukları iddia edilen içeriklerin orjinali aşağıdakı gibi:

http://www.telegraph.co.uk/news/worldnews/asia/thailand/1475199/80-Thai-Muslims-suffocate-after-arrest-at-protest.html

congo tanker kazası

http://www.worldpressphoto.org/photo/2011guangniugn-2?gallery=890

http://farazahmed.com/muslims-killing-in-burma-and-our-social-media-islamic-parties-1010.aspx

Daha Nijeryadaki zalimlerin insan yakma videoları var. Arakan'da zenci var mı?


Bu farkındalık kampanyası sonradan mı bozuldu?

Gelelim sonradan amaçlı kirletilmiş bir durum olabilir mi konusuna. Bu kampanyayı başlatan Feridun Özdemir gerçek resim ve haberler kullansaydı başkaları karıştırdı diyebilrdik. Fakat Bu sahte fotoğrafların ve videoların hepsi Feridun Özdemir tarafından paylaşılmıştır.

Bu farkındalık kampanyasına bir çok insan destek verdi. Her normal insanın vicdanını sızlatacak, yapanlara karşı bir nefret uyandıracak bir çok fotoğraf kullanıldı.

Sonuç
1. Kampanyaya gölge düşürdünüz.

2. TT yapmaya çalışıldığına göre demek ki dünyanın dikkati buraya çekilmeye çalışılıyor. Bu sahte resimlerle insanlarımızın gaza geldiği öğrenilince ne olacak. Bizi dünyaya güldürmek ve ciddiyetsiz bir durum yaratmak amacında mı bunu yapanlar.

3. Bu sahte içerikler yalancı çoban hikayesindeki gibi bir daha gerçekten sesini duyurmak isteyen mazlumlar olduğunda "gene birileri gaza getirmiştir" diye bir algı yaratacak. Medya'nın güvenilirliği zaten ortada bari sosyal medyayı kirletmeyin.

4. Kendisine anlatılanı sorgulamadan kabul etmenin ne kadar tehlikeli olduğu bir kere daha ortaya çıktı. Daha önce Budistler hakkında pozitif negatif hiç bir duygusu olmayan bir çok insan "gördüğüm ilk budisti işkence ederek öldüreceğim" tarzında içerikler paylaştılar. Ülkemizdeki katliamların ortaya çıkış şekli zaten bu şekilde. Maalesef bir çok ünlü ve saygın isimde bu paylaşımlara alet olmuştur.

5. Din ve vicdan sömürüsü yöntemi ile prim yapmak isteyenlerin sosyal medyayı da ne kadar etkili bir şekilde kullandığını görmüş olduk.

6. İnsanların vicdani,dini hassasiyetlerini ve komplekslerini kullananlar utanmadan bir de bu kampanyayı ben başlattım diye ortalarda geziniyor. İnsanımıza nefret aşılıyorlar. Muhtemelen yarın televizyona da çıkıp böbürlenecekler.



#sosyalmedyakirliliginehayir

17 Temmuz 2012 Salı

Girişimcilerin sık yaptığı hatalar


1. İş fikrini fazla önemsemek.

  Dostlarım, bilin ki iş fikri o kadar da önemli bir şey değil. Aklınızdan şöyle şeyler geçiyorsa bu hatayı yapıyorsunuz demektir.
  "Eşsiz bir fikir buldum".
  "Bu fikri açıkladığımda yatırımcıların dibi düşecek, düşmezse anlamadıklarındandır"
  "Bu daha önce denenmedi. İlk benim aklıma geldi"
    Emin olun ki bu eko sistemin içinde olan insanlar o iş fikrinizi % 80 ihtimal daha önce bir çok kere dinlediler veya kendi akıllarına geldi. % 19 ihtimal  
 türevleri ile karşılaştılar.
  Tavsiyelerim şunlar ;
  • Bu işi Türkiye'de ve dünyada yapıyorlar mı bir zahmet google dan arayın. Bir kaç haftanızı buna ayırırsanız çok şey öğrenirsiniz. İlla ki projenizden vazgeçmek zorunda değilsiniz. Bilakis şekillenir. Ayrıca bilgili birisine denkgelirseniz rezil olmaktan kurtulursunuz.
  • Başarılı girişimcilik iş fikrinden daha önce incelikli bir planlama,uygulama süreci ile ilgilidir. Facebook alanında ilk değildir. Netlog vardı, Msn live vardı. Sosyal çöpçatan siteleri vardı. Sosyomat ve ortakantin gibi bazı türk siteleri de facebook dan daha önce bu alandaydılar. Fakat facebook bu işi daha iyi yaptı.
  • İş fikrinizi sizden önce başkaları keşfedip yapacak diye telaşlanmayın. Hızlı olmayın demiyorum. Çok hızlı olmalısınız. Ama sizden önce başkası yapacak diye telaş yapmayın. Kendinize güveniyorsanız modern hayat size bu imkanı sunuyor. Gerekli unsurları birleştirin, çok çalışın.

2. Teknik tarafa aşırı odaklanmak

  Bu madde mühendis girişimciler için. Özellikle de yazılımcılar için. -Ben de bir yazılımcıyım ve mesleğime aşığım- Maalesef hepimiz teknik dünyamıza kapanıp yaşıyoruz ve başarılı projeleri kıyaslarken de bunu kıstas alıyoruz. Maalesef hayat öyle değil. Girişimcinin teknik adam olması büyük avantaj. Başarılı girişimcilerin çoğu da mühendis. Fakat hayatı da kavrayan mühendisler. 

Kendimize şu soruları soralım ;

  •   Google dünyanın en iyi arama motoru mudur? İlk yükseldiği zamanlar en iyi arama motoru muydu ?
  •   SAP en iyi iş çözümü müdür
  •   Windows en iyi işletim sistemi midir? Kaynakları verimli kullanır mı? Dosya sistemi güvenilir midir?
  •   Oracle fayda maliyet oranında kaçıncı sıradadır?
  •   Twitter'ı geliştirmek kaç ay sürer?


  Kesinlikle geliştirmeniz gereken taraflarınız şunlardır.

  •   Pazar büyüklüğü, kar-zarar nedir araştırın
  •   Rakipleri araştırın
  •   İnsanların hangi derdini çözmeye talipsiniz bunu bulun.
  •   Kosgeb vb. firmaların formlarını indirip doldurun. Hesaba katmadığınız bir çok şey olduğunu göreceksiniz. Bürokratik belge deyip geçmeyin. Mantıklı sorular onlar. Kimse size hangi programlama dillerini bildiğinizi sormayacak. Siz artık öncelikle girişimcisiniz. Coder olmanız, mucit olmanız daha sonra gelir.
  •   Biliyorum çoğunuz için şu mesleklerin hepsi aynı: Satış, pazarlama, halkla ilişkiler, iletişim, reklam vb. Ukala olmayın dostlarım . Bunlar aynı değil. Öğrenin.


  Özellikle Türkiye'de girişimcilik yapacaksanız teknik yetenekleriniz yeterli olmayacak. Silikon vadisinde salt mühendis olarak bir şeyler başarma ihtimaliniz var. Birisi sizi keşfedip makul bir hisse ile size ortak olabilir. Ama Türkiye'de sadece teknik yeterliliğinizle kimseyi etkilemeyemezsiniz. Teknik yetenek avcısı değillerdir. Çoğu işletme,finans kökenlidir. Onlara kendinizi iyi pazarlamalısınız. İspatlanmış bir iş modelini desteklemek isterler. Bu tarz bir işe girişmek için ise mühendislik becerileri değil, pazar büyüklüğü hesaplarını iyi yapabilmek, presentable olmak, kurnazlık gibi özellikleriniz olmalıdır.

3. Yatırımcıyı hayır kurumu zannetmek

  Yatırımcı bu işi para kazanmak için yapıyor. Bunu asla unutmayın. (Sonuç olarak hayır kurumlarından çok daha hayırlı insanlar oldukları tartışılmaz) Karşınızda sizden sorumlu olan bir kamu kuruluşu yok, size ileri taşımaya çalışan bir dostunuz yok. Belki ortak olduktan sonra dost da olursunuz o ayrı bir konu. Ama şimdilik siz bir vakasınız. Yatırımcı genelde tecrübe olarak girişimciden öndedir. Hele melek yatırımcı ise zaten muhtemelen eski bir girişimcidir. Eski kulağı kesiklerden denilen cinslerdendir. Sizin gibi çıtırları istediği zaman motive eder istediği zaman demoralize eder. Görüşmelere bunu bilerek girin. Kendinizi duygusallığa koyvermeyin. Gücüne ve konulara hakimiyetine hayran kalmayın. Evet zor edinilen tecrübelere sahip. Zeki ve bilgili. Fakat sizin için çok şey çözmeyecek. Genelde siz onun için bir şeyleri çözeceksiniz. Ortak olursa bu yüzden olacak. Ben zeki çocuğum kullan beni havalarında takılmayın. Eleman değilsiniz. Dik durun. Siz de onun öğrendiklerini öğrenmeye bakın.

Yatırım aldığınızda dahi temel olarak hemen her şeyi yine siz çözeceksiniz. Üstüne bir de hesap vermeniz gereken bir merci daha çıkacak. Size yatırım yapmadan öncede sonrada çok zorlayacak. Neyi neden yaptığınızı devamlı sorgulayacak. Tatmin olmadan sorularının sonu gelmeyecek. Sabırlı olun ve hak verin. Sermaye değerlidir. Ve size bir sermaye emanet edildi. Tabii ki sizi takip edecek.

12 Temmuz 2012 Perşembe

Girişimcilik ve derviş sabrı

Zaman zaman edebi bir şeyler yazmaya çalışıyorum. Roman zaten imkansız gözüküyor. Henüz küçük hikayeleri bile tamamlayamadım. Sadece bir kaç sayfalık minyatür şeyler yazabiliyorum. Bunlarla uğraşırken bende mi bu kapasite yok yoksa vaktim ve bu dönemki konsantrasyonum mu uygun değil diye sorguluyorum.

Allahtan bağlama çalmayı öğrendim de sabır konusunda kanıtım var. Çalanlar bilirler, bir müzik enstrümanını çalmayı öğrenmek çok uzun süreli çalışmalar gerektirir. Yapmanız imkansız gibi gelen hareketleri bir gün yapacağınıza inanarak saatlerce çalışırsınız. İlerleme o kadar yavaştır ki hiç ilerlemiyormuşsunuz gibi gelir. Hatta artık baya baya çaldığınız zaman bile dinleyicilere acemi sorularınız devam eder. "Bil bakalım ben ne çalıyorum ? ".

Hikayeler için tespitim şu; yazabilirim, hayat evrem uygun değil. Ama roman öyle mi ? Bir romanı başından sonuna kadar sürdürebilecek ruh hali oldukça özel. O kadar zaman karakterler nasıl aynı yerde durur? Nasıl hepsinin gözünden bakarsın? Nasıl bütün bir eser ortaya çıkar ? Bütün gerçek roman yazarlarına saygılarımı sunuyorum.

Hayat renkli. Bir dönem hüzün egemen oluyor hayatıma bir dönem coşku. Sabah tüm insanlığa neşe dağıtırken akşam insan görmek istemediğim çok olmuştur. Daha dün işler kötü diye ağlanırken herkese , bugün hayattan şikayet eden arkadaşları anlayamaz hale gelebiliyorum. Kadınlar da bir rahat vermedi derken bir dahaki yaz neden kadınlar benimle ilgilenmiyor diye düşünebiliyorum. Çılgın dünyaya karşı muhafazakar ben ve tam tersi geçişler her an mümkün.

Başladığım bir romansı denemesi karalaması var. Karakterler allahlık. Götü başı oynuyor. Üstelik büyük bir romancı olarak karakterlerim tek renk olmasın diye yedirmeye çalışıyorum değişik durumları. Ortaya Adnan Hoca'nın çizdiği ara form canlılar gibi yaratıklar çıkıyor. Kafa aslan boynunda solungaçları var ayaklar fil ayağı. Bitirebilirsem 21. yüzyılın Dostoyevski'siyim.

Girişimcilerin bu yazıdan çıkarması gereken ders  :

- Bir romanı başından sonuna kadar sürdürebilecek ruh hali oldukça neymiş ?
- Özelmiş.

Bir girişime başladıktan sonra o kadar çok ruh haline giriyorsunuz, o kadar değişik insanlarla bir çok macera yaşıyorsunuz ki sabretmek için kendi içinizde bir dergah kurmanız gerekli. Ruhunuzu ve inancınızı rüzgardan, kötü insanlardan koruyabileceğiniz bir yer. Yoldan çıkmamanızı sağlayacak bir yer. Ama bir romancıdan farklı olarak kendinizi korumak yerine teslim etmeniz gereken bir kavram var: gerçekler. Bakmayın şimdiki dergahlara.

Süper bir spiker geçişi ile ; Demek ki bir dahaki yazılarımızda ütopik sosyalizm - bilimsel sosyalizm diyalektiğini (nostaljik buzzword kullanmayayım diyorum, kaçamıyorum) bir modern zaman girişimcisinin gözünden masaya yatırıyoruz.

3 Temmuz 2012 Salı

Your competitors / Rakiplerin


Approximately 25.000 people thought something like your idea in the whole world.

2500 of them would probably take first step.

1500 of them will give up without presenting a beta to anyone else. Therefore, there are a 1000 entrepreneurs left.
Due to the lack of financial, technical and personal qualifications, 600 of them were stillborn.
Rest 350 of them will move forward to some extend and attract certain amount of users. However difficulties and uncertainties will make them disbelieve in their business.

The consequence: You have just 50 real entrepreneurial brothers and sisters who are real competitors in the whole world.

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Fikrinizin benzerini dünyada yaklaşık 25.000 kişi düşündü
Bunların 2500'ü ilk adımı atacak.
Bunlardan 1500'ü kendi dışında kimseye bir beta gösteremeden vazgeçecek. Kaldık 1000 girişim.
Bunlardan 600'i yolda gerekli olacak teknik, finansal yeterliliklere sahip olmadığı için ölü doğacak.
Kalanlardan 350 'si belli bir mesafe almasına ve kullanıcı kazanmasına rağmen zorluk ve belirsizlik karşısında inancını kaybedecek.

Sonuç : Dünyada gerçekten rakip olarak sayabileceğin 50 tane girişimci kardeşin var.




22 Temmuz 2012 Pazar

Yazılım geliştiriciliği tatmini: keşif mi sonuç mu ?


Tez konusu olarak ismimiz şu olabilirdi;
Yazılım geliştiriciliğinden alınan tatminin, sonuç ısrarı ve keşif merakı eksenlerinde kıyaslanması

Her yazılımcı gibi ben de en büyük zevki yeni şeyler öğrenirken ve daha önce çözmediğim bir problemi çözerken alıyorum. Bir ürün geliştireceksem en zevkli zamanları çözüme başladığımız zamanlar. Buna keşif zevki ismini verelim.

Oysa yapacağımız işin küçük bir kısmı keşif zevki vermekte. (Tabi burada gerçek geliştiricilerden bahsediyoruz. SAP,Oracle vb. sertifikacılardan değil. Küçümsediğimden söylemiyorum. Hep benden fazla kazandılar. Sadece, tatmin mekanizmamız farklı.)  Uzmanlığınız arttıkça keşif zevki oranı da düşer. Erken yaşlarda, yeni bir dil öğrenirken neredeyse orgazm olursunuz. 20 tane dil öğrenince artık 21. si çok da anlamlı değildir. İşimiz; işe yarayan, insanların kolay kullanacağı bir ürün ortaya çıkarmak.

Merak ederim; Mimar Sinan bir eser yaparken neler hissederdi? Bir camiye başlayacağı zaman çok heyecanlı olduğu kesin. Coğrafi alan, hava akımı, temel yerleşim, yeni teknikler vb. Peki işin iskeleti bittikten, sonra iş klasik ayrıntılara geldiğinde motivasyonunu nasıl koruyordu. Belki de sonuca olan inanç, keşfe olan meraktan daha kutsaldır.

Başarılı ticari ürünler ortaya çıkarmak için başka motivasyon kaynaklarına ihtiyacımız var. Bir ürünün başarılı olması için ısrarla kullanıcı deneyimine ve ayrıntılara odaklanmalısınız. İnterneti yaygınlaştırmak interneti icat etmekten daha zordur. Bıkmadan usanmadan binlerce detayla uğraşmalısınız. Test, kullanıcı davranışı takibi, performans, görsel tasarım, güvenlik, sürdürülebilirlik vb. bir çok konu. Örneğin 5 yıl boyunca geliştirdiğim ERP projemi durdurduğumda yapılacak işler listesinde hala 1600 madde vardı. Temel motivasyon kaynağı; sonuç alınmış bir ürün yaratma amacı olmalı. Temel işi çok ustaca halletmiş, fakat yazılım ürünü çöplüğünde yerini almış bir çok ürün biliyorum. Ben de çok yaptım. Bunun temel sebebi iyi geliştiricilerin çok azının ısrarcı ve inatçı olması.

Daha vasat bir geliştirici - daha kuvvetli bir sonuç insanı olsaydım iş hayatı açısından daha ileri aşamalarda olabilirdim. Kendimi bu konuda geliştirmeye gayret ediyorum.

Eğer bir bilim adamı değilseniz keşif zevki motivasyonundan biraz azalıp sonuç ısrarı motivasyonuna kaydırmalısınız.

Bu teori gönül ilişkilerimize de uyarlanabilir bir şeyse eğer, bazılarımızın! son zamanlardaki yalnızlığı da açıklanmış olur.

21 Temmuz 2012 Cumartesi

Arakan diye bir yer var

Taze taze yazmak iyi olacak

Tarih 22 Temmuz 2012. Son 22 saattir TT olan bir hashtag var: "ARAKANdiyeBiryerVar" .

Arakan'daki zulme dikkat çekmek farkındalık yaratılmak istenen bir sosyal medya kampanyası. Buraya kadar herşey normal.  Yalnız ortada şöyle bir abuk durum var. Arakan'daki olaylar ile alakası olmayan fotoğraflar ve videolar kullanılıyor. Dünyanın çeşitli yerlerindeki insanlık suçları, Nijerya'da insan yakma görüntüleri, Amerikan askerlerinin Irak'ta yaptıkları, Photoshop bebek kızartma görüntüleri, Congo tanker faciası, Tibet'te deprem sonrası ceset imha görüntüleri vb.

Arakan katliamı fotoları oldukları iddia edilen içeriklerin orjinali aşağıdakı gibi:

http://www.telegraph.co.uk/news/worldnews/asia/thailand/1475199/80-Thai-Muslims-suffocate-after-arrest-at-protest.html

congo tanker kazası

http://www.worldpressphoto.org/photo/2011guangniugn-2?gallery=890

http://farazahmed.com/muslims-killing-in-burma-and-our-social-media-islamic-parties-1010.aspx

Daha Nijeryadaki zalimlerin insan yakma videoları var. Arakan'da zenci var mı?


Bu farkındalık kampanyası sonradan mı bozuldu?

Gelelim sonradan amaçlı kirletilmiş bir durum olabilir mi konusuna. Bu kampanyayı başlatan Feridun Özdemir gerçek resim ve haberler kullansaydı başkaları karıştırdı diyebilrdik. Fakat Bu sahte fotoğrafların ve videoların hepsi Feridun Özdemir tarafından paylaşılmıştır.

Bu farkındalık kampanyasına bir çok insan destek verdi. Her normal insanın vicdanını sızlatacak, yapanlara karşı bir nefret uyandıracak bir çok fotoğraf kullanıldı.

Sonuç
1. Kampanyaya gölge düşürdünüz.

2. TT yapmaya çalışıldığına göre demek ki dünyanın dikkati buraya çekilmeye çalışılıyor. Bu sahte resimlerle insanlarımızın gaza geldiği öğrenilince ne olacak. Bizi dünyaya güldürmek ve ciddiyetsiz bir durum yaratmak amacında mı bunu yapanlar.

3. Bu sahte içerikler yalancı çoban hikayesindeki gibi bir daha gerçekten sesini duyurmak isteyen mazlumlar olduğunda "gene birileri gaza getirmiştir" diye bir algı yaratacak. Medya'nın güvenilirliği zaten ortada bari sosyal medyayı kirletmeyin.

4. Kendisine anlatılanı sorgulamadan kabul etmenin ne kadar tehlikeli olduğu bir kere daha ortaya çıktı. Daha önce Budistler hakkında pozitif negatif hiç bir duygusu olmayan bir çok insan "gördüğüm ilk budisti işkence ederek öldüreceğim" tarzında içerikler paylaştılar. Ülkemizdeki katliamların ortaya çıkış şekli zaten bu şekilde. Maalesef bir çok ünlü ve saygın isimde bu paylaşımlara alet olmuştur.

5. Din ve vicdan sömürüsü yöntemi ile prim yapmak isteyenlerin sosyal medyayı da ne kadar etkili bir şekilde kullandığını görmüş olduk.

6. İnsanların vicdani,dini hassasiyetlerini ve komplekslerini kullananlar utanmadan bir de bu kampanyayı ben başlattım diye ortalarda geziniyor. İnsanımıza nefret aşılıyorlar. Muhtemelen yarın televizyona da çıkıp böbürlenecekler.



#sosyalmedyakirliliginehayir

17 Temmuz 2012 Salı

Girişimcilerin sık yaptığı hatalar


1. İş fikrini fazla önemsemek.

  Dostlarım, bilin ki iş fikri o kadar da önemli bir şey değil. Aklınızdan şöyle şeyler geçiyorsa bu hatayı yapıyorsunuz demektir.
  "Eşsiz bir fikir buldum".
  "Bu fikri açıkladığımda yatırımcıların dibi düşecek, düşmezse anlamadıklarındandır"
  "Bu daha önce denenmedi. İlk benim aklıma geldi"
    Emin olun ki bu eko sistemin içinde olan insanlar o iş fikrinizi % 80 ihtimal daha önce bir çok kere dinlediler veya kendi akıllarına geldi. % 19 ihtimal  
 türevleri ile karşılaştılar.
  Tavsiyelerim şunlar ;
  • Bu işi Türkiye'de ve dünyada yapıyorlar mı bir zahmet google dan arayın. Bir kaç haftanızı buna ayırırsanız çok şey öğrenirsiniz. İlla ki projenizden vazgeçmek zorunda değilsiniz. Bilakis şekillenir. Ayrıca bilgili birisine denkgelirseniz rezil olmaktan kurtulursunuz.
  • Başarılı girişimcilik iş fikrinden daha önce incelikli bir planlama,uygulama süreci ile ilgilidir. Facebook alanında ilk değildir. Netlog vardı, Msn live vardı. Sosyal çöpçatan siteleri vardı. Sosyomat ve ortakantin gibi bazı türk siteleri de facebook dan daha önce bu alandaydılar. Fakat facebook bu işi daha iyi yaptı.
  • İş fikrinizi sizden önce başkaları keşfedip yapacak diye telaşlanmayın. Hızlı olmayın demiyorum. Çok hızlı olmalısınız. Ama sizden önce başkası yapacak diye telaş yapmayın. Kendinize güveniyorsanız modern hayat size bu imkanı sunuyor. Gerekli unsurları birleştirin, çok çalışın.

2. Teknik tarafa aşırı odaklanmak

  Bu madde mühendis girişimciler için. Özellikle de yazılımcılar için. -Ben de bir yazılımcıyım ve mesleğime aşığım- Maalesef hepimiz teknik dünyamıza kapanıp yaşıyoruz ve başarılı projeleri kıyaslarken de bunu kıstas alıyoruz. Maalesef hayat öyle değil. Girişimcinin teknik adam olması büyük avantaj. Başarılı girişimcilerin çoğu da mühendis. Fakat hayatı da kavrayan mühendisler. 

Kendimize şu soruları soralım ;

  •   Google dünyanın en iyi arama motoru mudur? İlk yükseldiği zamanlar en iyi arama motoru muydu ?
  •   SAP en iyi iş çözümü müdür
  •   Windows en iyi işletim sistemi midir? Kaynakları verimli kullanır mı? Dosya sistemi güvenilir midir?
  •   Oracle fayda maliyet oranında kaçıncı sıradadır?
  •   Twitter'ı geliştirmek kaç ay sürer?


  Kesinlikle geliştirmeniz gereken taraflarınız şunlardır.

  •   Pazar büyüklüğü, kar-zarar nedir araştırın
  •   Rakipleri araştırın
  •   İnsanların hangi derdini çözmeye talipsiniz bunu bulun.
  •   Kosgeb vb. firmaların formlarını indirip doldurun. Hesaba katmadığınız bir çok şey olduğunu göreceksiniz. Bürokratik belge deyip geçmeyin. Mantıklı sorular onlar. Kimse size hangi programlama dillerini bildiğinizi sormayacak. Siz artık öncelikle girişimcisiniz. Coder olmanız, mucit olmanız daha sonra gelir.
  •   Biliyorum çoğunuz için şu mesleklerin hepsi aynı: Satış, pazarlama, halkla ilişkiler, iletişim, reklam vb. Ukala olmayın dostlarım . Bunlar aynı değil. Öğrenin.


  Özellikle Türkiye'de girişimcilik yapacaksanız teknik yetenekleriniz yeterli olmayacak. Silikon vadisinde salt mühendis olarak bir şeyler başarma ihtimaliniz var. Birisi sizi keşfedip makul bir hisse ile size ortak olabilir. Ama Türkiye'de sadece teknik yeterliliğinizle kimseyi etkilemeyemezsiniz. Teknik yetenek avcısı değillerdir. Çoğu işletme,finans kökenlidir. Onlara kendinizi iyi pazarlamalısınız. İspatlanmış bir iş modelini desteklemek isterler. Bu tarz bir işe girişmek için ise mühendislik becerileri değil, pazar büyüklüğü hesaplarını iyi yapabilmek, presentable olmak, kurnazlık gibi özellikleriniz olmalıdır.

3. Yatırımcıyı hayır kurumu zannetmek

  Yatırımcı bu işi para kazanmak için yapıyor. Bunu asla unutmayın. (Sonuç olarak hayır kurumlarından çok daha hayırlı insanlar oldukları tartışılmaz) Karşınızda sizden sorumlu olan bir kamu kuruluşu yok, size ileri taşımaya çalışan bir dostunuz yok. Belki ortak olduktan sonra dost da olursunuz o ayrı bir konu. Ama şimdilik siz bir vakasınız. Yatırımcı genelde tecrübe olarak girişimciden öndedir. Hele melek yatırımcı ise zaten muhtemelen eski bir girişimcidir. Eski kulağı kesiklerden denilen cinslerdendir. Sizin gibi çıtırları istediği zaman motive eder istediği zaman demoralize eder. Görüşmelere bunu bilerek girin. Kendinizi duygusallığa koyvermeyin. Gücüne ve konulara hakimiyetine hayran kalmayın. Evet zor edinilen tecrübelere sahip. Zeki ve bilgili. Fakat sizin için çok şey çözmeyecek. Genelde siz onun için bir şeyleri çözeceksiniz. Ortak olursa bu yüzden olacak. Ben zeki çocuğum kullan beni havalarında takılmayın. Eleman değilsiniz. Dik durun. Siz de onun öğrendiklerini öğrenmeye bakın.

Yatırım aldığınızda dahi temel olarak hemen her şeyi yine siz çözeceksiniz. Üstüne bir de hesap vermeniz gereken bir merci daha çıkacak. Size yatırım yapmadan öncede sonrada çok zorlayacak. Neyi neden yaptığınızı devamlı sorgulayacak. Tatmin olmadan sorularının sonu gelmeyecek. Sabırlı olun ve hak verin. Sermaye değerlidir. Ve size bir sermaye emanet edildi. Tabii ki sizi takip edecek.

12 Temmuz 2012 Perşembe

Girişimcilik ve derviş sabrı

Zaman zaman edebi bir şeyler yazmaya çalışıyorum. Roman zaten imkansız gözüküyor. Henüz küçük hikayeleri bile tamamlayamadım. Sadece bir kaç sayfalık minyatür şeyler yazabiliyorum. Bunlarla uğraşırken bende mi bu kapasite yok yoksa vaktim ve bu dönemki konsantrasyonum mu uygun değil diye sorguluyorum.

Allahtan bağlama çalmayı öğrendim de sabır konusunda kanıtım var. Çalanlar bilirler, bir müzik enstrümanını çalmayı öğrenmek çok uzun süreli çalışmalar gerektirir. Yapmanız imkansız gibi gelen hareketleri bir gün yapacağınıza inanarak saatlerce çalışırsınız. İlerleme o kadar yavaştır ki hiç ilerlemiyormuşsunuz gibi gelir. Hatta artık baya baya çaldığınız zaman bile dinleyicilere acemi sorularınız devam eder. "Bil bakalım ben ne çalıyorum ? ".

Hikayeler için tespitim şu; yazabilirim, hayat evrem uygun değil. Ama roman öyle mi ? Bir romanı başından sonuna kadar sürdürebilecek ruh hali oldukça özel. O kadar zaman karakterler nasıl aynı yerde durur? Nasıl hepsinin gözünden bakarsın? Nasıl bütün bir eser ortaya çıkar ? Bütün gerçek roman yazarlarına saygılarımı sunuyorum.

Hayat renkli. Bir dönem hüzün egemen oluyor hayatıma bir dönem coşku. Sabah tüm insanlığa neşe dağıtırken akşam insan görmek istemediğim çok olmuştur. Daha dün işler kötü diye ağlanırken herkese , bugün hayattan şikayet eden arkadaşları anlayamaz hale gelebiliyorum. Kadınlar da bir rahat vermedi derken bir dahaki yaz neden kadınlar benimle ilgilenmiyor diye düşünebiliyorum. Çılgın dünyaya karşı muhafazakar ben ve tam tersi geçişler her an mümkün.

Başladığım bir romansı denemesi karalaması var. Karakterler allahlık. Götü başı oynuyor. Üstelik büyük bir romancı olarak karakterlerim tek renk olmasın diye yedirmeye çalışıyorum değişik durumları. Ortaya Adnan Hoca'nın çizdiği ara form canlılar gibi yaratıklar çıkıyor. Kafa aslan boynunda solungaçları var ayaklar fil ayağı. Bitirebilirsem 21. yüzyılın Dostoyevski'siyim.

Girişimcilerin bu yazıdan çıkarması gereken ders  :

- Bir romanı başından sonuna kadar sürdürebilecek ruh hali oldukça neymiş ?
- Özelmiş.

Bir girişime başladıktan sonra o kadar çok ruh haline giriyorsunuz, o kadar değişik insanlarla bir çok macera yaşıyorsunuz ki sabretmek için kendi içinizde bir dergah kurmanız gerekli. Ruhunuzu ve inancınızı rüzgardan, kötü insanlardan koruyabileceğiniz bir yer. Yoldan çıkmamanızı sağlayacak bir yer. Ama bir romancıdan farklı olarak kendinizi korumak yerine teslim etmeniz gereken bir kavram var: gerçekler. Bakmayın şimdiki dergahlara.

Süper bir spiker geçişi ile ; Demek ki bir dahaki yazılarımızda ütopik sosyalizm - bilimsel sosyalizm diyalektiğini (nostaljik buzzword kullanmayayım diyorum, kaçamıyorum) bir modern zaman girişimcisinin gözünden masaya yatırıyoruz.

3 Temmuz 2012 Salı

Your competitors / Rakiplerin


Approximately 25.000 people thought something like your idea in the whole world.

2500 of them would probably take first step.

1500 of them will give up without presenting a beta to anyone else. Therefore, there are a 1000 entrepreneurs left.
Due to the lack of financial, technical and personal qualifications, 600 of them were stillborn.
Rest 350 of them will move forward to some extend and attract certain amount of users. However difficulties and uncertainties will make them disbelieve in their business.

The consequence: You have just 50 real entrepreneurial brothers and sisters who are real competitors in the whole world.

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Fikrinizin benzerini dünyada yaklaşık 25.000 kişi düşündü
Bunların 2500'ü ilk adımı atacak.
Bunlardan 1500'ü kendi dışında kimseye bir beta gösteremeden vazgeçecek. Kaldık 1000 girişim.
Bunlardan 600'i yolda gerekli olacak teknik, finansal yeterliliklere sahip olmadığı için ölü doğacak.
Kalanlardan 350 'si belli bir mesafe almasına ve kullanıcı kazanmasına rağmen zorluk ve belirsizlik karşısında inancını kaybedecek.

Sonuç : Dünyada gerçekten rakip olarak sayabileceğin 50 tane girişimci kardeşin var.